yöremizdeki yer adları ile ilgili efsaneler

Site De Rencontres Avec Des Hommes Riches. Yıkılış Efsanesi - Adana Efsaneler - Efsane - Efsane yıkılış - Yer adları Efsaneleri - Yer Adları İle İlgili Efsane Tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış Çukurova yöresi, bağrında gelişen kültür zenginliği ile eşsiz bir değere sahiptir. Yörede hüküm sürmüş medeniyetlerin çeşitliliği; bölgeye hakim olma arzusu kadar, ona hakim olanların "kaybetme" korkusu; bir çok efsanenin doğuşuna da ilham kaynağı olmuştur. Asırlardır kulaktan kulağa dolaşan efanelerin de etkisiyle, Adana yöresinde söylenegelen bir deyiş vardır "Misis yılanla, Ceyhan yelle, Adana selle gidecek..." Bu sözün temelinde şu inanış yatmaktadır Adana, Seyhan Nehri'nin yanı başında bir düzlükte kurulmuştur. Eskiden nehir sık sık taşar, evleri, köyleri yıkar, tarlaları su altında bırakırmış. Adana'da sık sık sel olduğu için birgün şehrin bu yüzden yok olacağına inanılır. Ceyhan'da ise evler çok eskiden topraktan ve kamıştan yapılırmış. Her yanı açık olduğu için, kuvvetli bir rüzgârda birçok ev yıkılıp gidermiş. Misis'in yılandan gitmesine gelince, bu da yine yörede çok bilinen Şahmeran efsanesi ile birlikte anlatılır. Efsaneye göre Misis yakınında küçük bir dağın tepesine kurulmuş, Yılankale denilen bir kale vardır. Bu kalede sütle beslenen birçok yılan varmış. Bu yılanlar, bir gün sütsüz kalıp kaleden çıkacaklar ve Misis'e inerek orada yaşayanları sokacaklarmış. Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliÄŸi yaptığı için 'medeniyet ÅŸehri' olarak anılan Adıyaman, tarihi ve turistik eserlerinin yanı sıra efsaneleriyle de dikkati çekiyor. Tarihi, kültürel, turistik deÄŸerleri, zengin florası ve faunasıyla GüneydoÄŸu Anadolu Bölgesi'nin kadim kentlerinden Adıyaman, kendine özgü coÄŸrafi yapısı ve doÄŸal güzellikleriyle insanoÄŸlunu hayran bırakacak özellikler taşı hak ettiÄŸi ölçüde gün yüzüne çıkarılamadığı için 'saklı kent' olarak da anılan tarihin derinliklerine iz bırakan ÅŸehir, insanlığa yön vermiÅŸ peygamberlerden Hz. Üzeyir, Anadolu'da kabri kesin olarak bilinen Hz. Safvan Bin Muattal ile birçok veli ve ermiÅŸe ait türbeleri de içerisinde bulunduruyor. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı'dan kalma camilerle Mor Petrus ve Mor Paulus Kilisesi gibi mabetlerin bir arada olması kentin farklı inanç ve kültürlere gösterdiÄŸi saygıyı da apaçık ortaya dokuz ilçesinde de farklı güzelliklerle ön plana çıkıyor. Kronolojisi boyunca topraklarında eserler oluÅŸturulan kent, özellikle tarih araÅŸtırmacılarının bölgede ilgi duyduÄŸu ÅŸehirler listesinde yer alı önemli kentlerinden Adıyaman, Antik Yunan'dan Bizans İmparatorluÄŸu'na, Hristiyan medeniyetlerinden İslam toplumlarına birçok medeniyetin kesiÅŸim noktası olurken, bu medeniyetler kente Nemrut Dağı, Cendere Köprüsü, Gerger Kalesi, Kahta Kalesi, Perre Antik Kenti gibi birçok yapıt ve kalıntıyı miras bıraktı. Uygarlıkların heybetli eserlerle inÅŸa ettiÄŸi ÅŸehirde arkeolojik kazılardan elde edilen her çaÄŸa ait 30 binin üzerinde eser bulunuyor. GüneÅŸin doÄŸuÅŸu ve batışının en güzel izlenebildiÄŸi, güneÅŸin günle buluÅŸtuÄŸu daÄŸ olarak da bilinen UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Nemrut Dağı ile öne çıkan Adıyaman, ÅŸehir dokusu ve gastronomi zenginliÄŸiyle de adından hikayeler kenti AdıyamanDaÄŸları, ovaları, yüzen adaları, nehirleri, barajları, ÅŸifa kaynakları, tarihi eser ve deÄŸerleri, yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla ülkenin önemli ÅŸehirleri arasında yer alan Adıyaman, efsaneleriyle de ilgi çekiyor. Mahalli kültürü, halk edebiyatı açısından da zengin olan Adıyaman, adının nereden geldiÄŸine iliÅŸkin çeÅŸitli rivayetlerle anılıyor. Mitolojik hikayelere göre kentin adı birkaç kez deÄŸiÅŸirken, en önemlisi olarak Yediyaman Efsanesi öne çıkı göre, geçmiÅŸ asırlarda putlara tapan bir baba ve yedi oÄŸlu bulunuyor. KardeÅŸler babalarının dini inancını benimsemedikleri için babalarının ava çıktığı bir gün putları kırıyorlar. Durumu öğrenen baba, oÄŸullarının hepsini putları kırdıkları için birer birer öldürüyor. Halk, yiÄŸitlikleri ve mertlikleri sebebiyle kahraman gözüyle baktıkları bu kardeÅŸlere Yediyaman adını veriyor. Sonradan bölgeye yayılan Yediyaman adı zaman içerisinde evrilerek Adıyaman oluyor. Kentte 'yedikardeÅŸ' ÅŸeklinde bilinen ve ÅŸehrin güneyindeki yedi mezarın bulunduÄŸu yer halk arasında halen kutsal sayılırken, burada adaklar kurban Mansur Kalesi efsanesiEfsaneye göre, Adıyaman kalesinin ortasında mil üzerinde dönen bir köşk bulunuyor. Köşkte savaşı seyreden Arap komutanın kızı, kaleyi kuÅŸatan Türk kumandanına aşık oluyor. Türk kumandana haber gönderen Arap kızı, kendisini almayı kabul ettiÄŸi takdirde kale anahtarını vereceÄŸini söylüyor. Bir gece gizlice Türklerin tarafına kaçan Arap kızı, Türk komutanla görüşüyor. Elbiseleri çıkarıldığında kuru bir yaprağın vücudunu tahriÅŸ ettiÄŸi görülüyor. Bu duruma sinirlenen Türk komutan, "Baban seni kuru bir yapraktan dahi sakınır yetiÅŸtirdiÄŸi halde kendisine ihanet ettin. Kim bilir bana ne türlü ihanetler yaparsın." diyerek kızı öldürtüyor. Kale ve ÅŸehri yaptığı hücumlarla ele geç Emevi komutanlarından Mansur Bin Cavene olduÄŸu, o dönemde ÅŸehir merkezindeki kaleye 'Mansur'un Kalesi' anlamına gelen Hısn-ı Mansur adının verildiÄŸi belirtilirken, ÅŸehrin kaleden isim bulduÄŸu ve 1926 yılına kadar Hısn-ı Mansur'un resmi ad olarak kayıtlara geçtiÄŸi gö efsaneAdıyaman'ın ilçesi Samsat'ın hikayesi ise şöyle, Kommagene ülkesinin baÅŸkenti Samsat'ta Samosata oturan bir kral vardır. Kralın güzel kızına her ülkeden talipler gelir. Hepsi de geniÅŸ topraklar, sonsuz paralar sunar. Kral, içme suyu problemi bulunan ÅŸehre suyu önce kim getirirse kızı ona vereceÄŸini söyler. Yarışmacılar birbirleriyle çekiÅŸerek kızı düşünerek geceli gündüzlü çalışırlar. Bir gün ÅŸehir halkı, yakınlarına kadar uzanan ve her gün ilerleyen dev su kanallarını görür. Arkasından ÅŸehre hayat veren sular akmaya baÅŸlar. Arsameia'nın genç prensi bugüne kadar kalan su kanallarıyla ÅŸehre su akıtır. Prens, prensesle evlenerek çalışmalarının karşılığını Samsat'tan alır."Cendere Köprüsü efsanesiRoma İmparatoru Septimus Severus tarafından milattan sona ikinci yüzyılda kendisi, eÅŸi Julia Domna ve çocukları Caracalla ile Geta adına yaptırılan Cendere Köprüsü, köprüdeki kitabeye göre her bireyi temsilen dört sütunla 11 yılda inÅŸa Severus'un vefatının ardından taht kavgasına tutuÅŸan oÄŸullarından Caracalla, kardeÅŸi Geta'yı öldürdü. Bunun üzerine Caracalla, Roma'da kardeÅŸinin adını taşıyan tüm anıtları yıktırdı. Bu yıkımdan Cendere Köprüsü de nasibini aldı. Böylece, Geta adına köprünün kuzey giriÅŸinin batısına diktirilmiÅŸ olan dördüncü sütun yıkıldı. Tarihi köprü o günden beri üç sütunlu haliyle mevcudiyetini koruyor. Tek kemerli, bir savaklı, 120 metre uzunluÄŸunda yedi metre geniÅŸliÄŸinde, her biri 10 ton ağırlığında olan 92 kayadan meydana gelen köprü, aynı zamanda Romalıların yaptırdığı en geniÅŸ ikinci köprü olma özelliÄŸini taşıyor. Kendi yörenize veya ülkemizin çeşitli yörelerine ait destan, efsane, halk hikayeleri ile ilgili araştırma yapınız. Ülkemizde çok sayıda, efsane ve halk hikayeleri ağızdan ağıza dolaşmaktadır. Bunlardan bazılarını özet olarak verelim. Gordion Polatlı çevresinde Gordion adlı bir kentin kalıntıları vardır. Bu mitolojik kentle ilgili bir çok efsaneler anlatılır Lidya Kralı Midas zamanında geçen efsanede kentin yönetici seçimi vardır. O zamanın Gordion kentinin ünlü alimi bir kehanette bulunur. Kentin ve ülkenin gelecekte kralı olacak kimse bu gece yarısına doğru saman yüklü bir arabayla kente girecektir. Kâhinin bu kehaneti üzerine bütün kent halkı gece uyumaz, sabaha kadar kente gelecek yeni kralı beklemeye başlarlar. Gordion adındaki çiftçi, hazırladığı samanını kentte satmak için sabah erkenden yola çıkar. Gecenin karanlığında yolculuğunu sürdürerek kente gelir. Bu çiftçi ünlü Kral Midas’ın babasıdır. diye efsane devam ediyor. Anadolu Tarihteki bir çok medeniyetin beşiği olan Anadolu, çeşitli uygarlıklara yurt olmuş cennet bir ülkedir. Anadolu adının nereden geldiği sorulduğunda şöyle bir efsane anlatılmaktadır Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca Köyü’nde geçer bu efsane. Taşoluğun önünde güzel bir çeşme vardır. İşte bu çeşme efsanenin ana kaynağıdır. Asırlar önce çeşmenin bulunduğu yerler hayli ıssızdır. 15. yy. da bir Türkmen subayı, ordusunun önünde seferden dönmektedir. Ordusu o kadar yol katetmiş ama su bulamamıştır. Bitkin haldeki askerlerin susuzluktan dudakları kavrulmuş, neredeyse ölmek üzeredirler. Koca ordu nice zaferler kazanmış, bayrağını yere değdirmemiş, başı dik ordu neredeyse susuzluğa yenilmek üzere. Ümitler kaybolmak üzere iken, bir Türkmen kadını belirir uzaktan. Elinde kocaman bir ayran bakracı. Önüne çıkan askerlere elindeki tası doldurur verir. Kimisinin matarasına doldurur. Bütün askerlere ayran içirir, yine de ayranı bitmez. Kocaman orduda ayran vermediği asker kalmaz. Matarası dolu olan askerlere bir daha seslenir; “Oğlum uzat mataranı doldurayım,” diye. “Ana doludur,” derse de askerler. “Ana doludur.” “Ana doludur.” Ana dolu, diye cevap veren askerler mataralarında ayran dolu olduğunu belirtirler. Böylece günümüzde yaşadığımız bu toprakların adı, o günden sonra Anadolu olarak anılmaya başlanır. Kırk Yıl Sırtında Odun Taşıyan Şair Yoksul Yunus sırtıyla kırk yıl dağdan odun indirdi. Kırk yıl sabretti yüreğine aydınlığın doğacağı günü bekledi. Sivrihisar’a bağlı Sarıköy derler bir köy vardı. Burada Yunus adında genç bir adam yaşıyordu. Taptuk Emre adında bir yol göstericinin kapısına sığınmıştı. Başka insanlarda vardı burada. Taptuk Emre Yunus’u dağdan odun getirmekle görevlendirmişti. Yunus her gün dağa gitti, odun getirdi. Bunlar öyle odunlardı ki oklava gibi dümdüzdü. “Niçin hep düzdün odun getiriyorsun? Ormanda hiç eğri odun yok mu?” diye soranlara “Taptuk’un kapısına eğri odun yaraşmaz,” karşılığını verirdi. Bir yıl değil, beş yıl değil, yoksul yunus tam kırk yıl hergün dağdan odun taşıdı. Durumundan kimseye yakınmadı, yazıklanmadı. Diğer Efsanelerin sadece adını yazalım. Nilüfer Hatun Efsanesi Karacadağ efsanesi Dağ başını bekleyen kız sarı kız efsanesi Afyonkarahisar Efsanesi Şahitler kayası efsanesi Şahmaran efsanesi Egeden bir çingene efsanesi Hep büyük diye öten kuş efsanesi Peribacalarının perileri efsanesi Yer adları ile ilgili efsane bulup sunum hazırlayınız.a ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka adları ile ilgili efsane bulup sunum Uşak Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise uşak ayınla söylenişi aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir. 8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 131 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz. ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER! İçindekiler1 8. Sınıf Türkçe Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusunu kısaca ve uzun ele Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ; Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ; Ders Kitabı Sayfa Aramaları8. Sınıf Türkçe Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusunu kısaca ve uzun ele yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ;Cevap Nemrut Dağı Efsanesi Hazreti İbrahim Aleyhisselam’ın ateşe attıran Babil hükümdarı nemruttan adını alan Adıyaman ili içerisinde bulunmuş olan büyüleyici bir Dağı Efsanesi Komagene uygarlığına dayanıyor. Dağdaki eserler Komagene kralının kültürel tabiata dair birçok ipucu vermesine dayanmaktadır. Komagene kralı bir tür anıt mezar donatmak için dikilen heykellerin dünyanın antik zamanlarında iki karşıt kutubu özetler nitelikte bir yandan da Yunan Roma tanrıları tanrılarına anlatan eserler Diğer yandan Sak kabin Doğu geleneklerimizin görüldüğü ifade edilebilir. Bir rivayete görede Komagene Kralı bu heykelleri ölümsüzlüğü elde etmek için yaptırdığı yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ;Cevap İstanbul’da yer alan Yerebatan Sarnıcı’nın Efsanesi 532 yılında 1 cüz için yan tarafından 600 yılda yapılmış olan Yerebatan Sarnıcı İstanbul’da bulunan en büyük Sarnıç indiğimiz sırada dünyadan kopan ayrılırken huzur Sessizlik ve biraz da ürperti Efsaneye göre Medusa Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dışı canavarı olarak 3 gorgana’dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı olan Medusa kendisine bakan canlıları taşa çevirme gücüne görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için gogona de seni ve heykelleri kullanırdı ve sanlıca medusa’nın başını konulması da bu yüzden olduğu ifade Kitabı Sayfa Aramaları,,hikaye adları languagetr, Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...

yöremizdeki yer adları ile ilgili efsaneler